İstanbul Modern Sinema’nın Michael Haneke ile başlayan, Krzysztof Kieślowski, Chantal Akerman ve François Ozon’la devam eden retrospektif serisinin beşincisi, Agnès Varda’ya odaklanıyor. Varda’nın bugüne kadar yapılmış en geniş kapsamlı toplu gösterimi olan “Agnès Hakkında Her Şey” programında 33 film gösterilecek.
Kendisini “yaratıcı-tanık” olarak tanımlayan yönetmenin, sürekli kendini yenileyen bir enerjiye sahip filmografisinin tamamına yakını “Agnès Hakkında Her Şey” programında izleyiciyle buluşuyor.
Fransız Yeni Dalga akımının öncülerinden Varda’nın 19’u uzun metraj, 14’ü kısa olmak üzere 33 filmi program kapsamında gösterilecek.
Programda yer alan filmler arasında, Agnès Varda’nın büyüdüğü Sète yakınındaki bir kasabada yaşayan balıkçıların öyküsünü anlattığı ve sinemaya adım attığı filmi “Paralel Yaşamlar” bulunuyor.
La Pointe-Courte isimli bir balıkçı kasabasında yaşananları merkezine alan film, iki farklı hikâyeye odaklanır. Birinci hikâye balıkçı kasabasının olağan sorunlarını, buradaki gündelik yaşamı bir belgesel havasında ele alırken diğer hikâye, kasaba hayatının basit günlük koşturmacası ile zıtlık oluşturan bir ciddiyetle ilişkileri ve hayat üzerine sohbet eden genç bir çiftin konuşmalarını, yönetmenin fotoğrafçı geçmişinin izlerini taşıyan eşsiz bir görsellikle perdeye yansıtır.
Varda’nın henüz 26 yaşındayken çektiği ilk filmi “Paralel Yaşamlar” Fransız Yeni Dalga akımının öncülerinden kabul edilir.
Varda, ünlü sinema tarihçisi Georges Sadoul tarafından Fransız Yeni Dalga akımının öncülerinden biri olarak değerlendirilen Paralel Yaşamlar’dan sonra beş kısa belgesel yaptı.
Başyapıtı “5’ten 7’ye Cléo” Cannes Film Festivali Altın Palmiye adayı oldu.
Zamanla eskimeyen, hep taze kalan film, genç ve güzel bir şarkıcı olan başkahramanı Cléo’nun kanser olduğunu öğrendikten sonraki iki saatini gerçek zamanlı olarak perdeye taşıyor.
Varda’nın sinemayı ve sinefilleri büyük bir sevgi ve neşeyle selamladığı bir film: “101 Gece”
Filmde Michel Piccoli, duvarları film afişleri ve sinema tarihine dair hatıralarla bezeli, gösterişli, büyük bir evde yaşayan yüz yaşındaki eksantrik sinema delisi Simon Cinéma rolünde karşımıza çıkıyor.
Simon, hatıralarını kaydetmesine yardımcı olmak üzere 101 gün boyunca onu ziyaret edecek genç bir sinema öğrencisini işe alır. Bunun üzerine film bizi Simon Cinéma’nın sinemaya dair hatıralarında baş döndürücü bir yolculuğa çıkarır.
Onlarca filmden parçaların yanı sıra sinema sohbetlerinin de yer aldığı eğlenceli bir şova dönüşen bu yolculuğa Catherine Deneuve, Jeanne Moreau, Jean-Paul Belmondo, Robert De Niro, Harrison Ford ve Harry Dean Stanton gibi birçok ünlü oyuncu kendi sinema kariyerlerine ve deneyimlerine dair anılarını paylaşmak üzere bizzat katılıyor.
“İnsanların içi incelense, manzaralar bulunur orada. Bana gelince, içimi açarlarsa eğer, plajlar bulurlar…”
Varda “Agnès’in Plajları” adlı yapımda kendini böyle anlatıyor.
Bu otobiyografik belgeselde yaşamının bölümlerini oluşturan plajlara dönen Varda, kendi filmleri, imgeleri ve röportajları arasında sahneye çıkıyor. Yaşamı boyunca küçük defterlerde biriktirdiği notların ve topladığı fotoğrafların damga vurduğu filmde yönetmen, bir sahne fotoğrafçısı olarak çalışmaya başlamasını, sonra dünya sinemasında büyük etki yaratan Fransız Yeni Dalgası’nın erken dönem yönetmenlerinden biri oluşunu, kendisi de yönetmen olan eşi Jacques Demy ile yaşadıklarını, feminizmini, Küba, Çin ve ABD’ye yolculuklarını, bağımsız yapımcı olarak yaşamını ve ailesini mizahi ve duygulu bir dille paylaşıyor.
“Agnès Hakkında Her Şey” programı 7-24 Mart tarihleri arasında sinemaseverleri bekliyor.
91 yıldır “hayatta olan ve merak eden”, 65 yıldır sinema yapan Agnès Varda’nın programda izleyiciyle buluşacak filmleri arasında 1990’lı yıllarda, kaybettiği eşi, ünlü yönetmen Jacques Demy’e adadığı belgeseller de yer alıyor.
kaynak: onedio
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder